7 Temmuz 1962’de Adıyaman’da dünyaya gelen Sırrı Süreyya Önder, Türkmen kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Genç yaşlarda zorlu koşullarla mücadele eden ve özellikle siyasi olayların etkisiyle şekillenen bir hayat yaşayan Önder, Türkiye’nin yakın tarihindeki önemli olaylara tanıklık etmiş ve bu süreçte çeşitli roller üstlenmiştir.
Çocukluk ve Gençlik Yılları: Adıyaman’dan Siyasal Bilgiler’e Uzanan Yolculuk
Sırrı Süreyya Önder’in çocukluğu, siyasetin etkili olduğu bir aile ortamında geçmiştir. Babası Ziya Önder, Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Adıyaman il başkanlarından biri olarak siyasi mücadeleye aktif katılım göstermiştir. Ancak babasının ölümünün ardından aile ekonomisine destek olmak zorunda kalan Önder, genç yaşta çalışma hayatına atılmıştır.
Lise yıllarında Türkiye’nin yakın tarihinde kara bir leke olarak yer alan Maraş Katliamı’nı protesto ettiği gerekçesiyle tutuklanan Önder, siyasi duruşunun temellerini henüz gençlik yıllarında atmıştır. Tahliyesinin ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanan Önder, burada eğitimine devam ederken, Türkiye’nin çalkantılı siyasi atmosferinden derinden etkilenmiştir.
1980 Darbesi ve Cezaevi Yılları
Sırrı Süreyya Önder’in hayatında dönüm noktalarından biri, 1980 askeri darbesi sırasında yaşadığı tutuklanma sürecidir. Bu dönemde tutuklanarak cezaevine giren Önder, yaklaşık yedi yıl boyunca ağır cezaevi koşullarında kalmıştır. Cezaevi yılları, onun dünya görüşünü ve siyasi duruşunu şekillendiren önemli bir dönem olmuştur. Bu süreçten sonra, hayata yeniden tutunmak adına sinema alanına yönelmiş ve burada da önemli başarılara imza atmıştır.
Sinema Kariyeri: Yönetmenlik ve Senaristlik Yılları
Cezaevi sonrası dönemde Sırrı Süreyya Önder, sanatı bir ifade aracı olarak kullanmaya karar vermiştir. Sinema alanına yönelen Önder, hem yönetmen hem de senarist olarak çeşitli projelerde yer almıştır. Fakültelerde sinema dersleri vererek akademik anlamda da katkılar sağlayan Önder, bu dönemde sinemanın toplumsal meseleleri anlatmadaki gücüne inanarak çalışmıştır.
Sinemadaki üretkenliği ve toplumsal olaylara duyarlılığı, Önder’in sadece bir sanatçı olarak değil, aynı zamanda bir düşünür olarak da kabul görmesini sağlamıştır. Sinema kariyerindeki bu deneyimler, onun daha sonra siyaset sahnesinde de farklı bir perspektifle yer almasına olanak tanımıştır.
Siyaset Sahnesine Çıkış: Milletvekilliğinden Başkanvekilliğine
Sırrı Süreyya Önder’in siyasete resmî olarak giriş yaptığı yıl 2011’dir. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun desteklediği bağımsız aday olarak İstanbul 2. Bölge’den milletvekili seçilen Önder, TBMM’de aktif bir rol üstlenmiştir. İlk döneminde TBMM Başkanlık Divanı İdare Amiri olarak görev yapan Önder, sonraki yıllarda Anayasa Komisyonu üyesi olarak çalışmıştır.
2014 yerel seçimlerinde HDP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak gösterilen Önder, bu seçimlerde kazanamasa da Türkiye siyasetindeki etkin rolünü sürdürmüştür. 2015 genel seçimlerinde HDP’den Ankara milletvekili seçilen Önder, bu süreçte Gezi Parkı protestoları ve çözüm süreci gibi kritik olaylarda öne çıkmıştır.
Çözüm Süreci ve Dolmabahçe Mutabakatı’ndaki Rolü
Sırrı Süreyya Önder, çözüm süreci kapsamında Abdullah Öcalan ile hükümet arasında yürütülen görüşmelerde arabulucu olarak yer almıştır. 2015 yılında Dolmabahçe Mutabakatı’nın hazırlanmasında etkin bir rol üstlenen Önder, bu süreçte barış ve diyalog çağrılarıyla kamuoyunun dikkatini çekmiştir.
Hapis Cezası ve Anayasa Mahkemesi Kararı
2018 yılında yaptığı bir konuşma nedeniyle “terör propagandası yapmak” suçlamasıyla 43 ay hapis cezasına çarptırılan Sırrı Süreyya Önder, bu süreçte ifade özgürlüğünün sınırları üzerine yapılan tartışmaların merkezinde yer almıştır. 2019 yılında Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü ihlali kararı vermesiyle tahliye edilen Önder, bu olayın ardından siyasete geri dönmüştür.
DEM Parti ve TBMM Başkanvekilliği
2023 genel seçimlerinde DEM Parti’den İstanbul milletvekili seçilen Sırrı Süreyya Önder, bu dönemde TBMM Başkanvekilliği görevini üstlenerek siyasi kariyerinde yeni bir sayfa açmıştır. Meclisteki aktif rolü ve konuşmalarıyla dikkat çeken Önder, demokratik değerler ve özgürlükler konusunda savunduğu görüşlerle tanınmaktadır.
Kobani Davası ve Beraat Kararı
Kobani olaylarıyla ilgili yargılandığı davada, 16 Mayıs 2024 tarihinde beraat eden Önder, bu süreçte hukuki mücadelesiyle de gündeme gelmiştir. Bu beraat kararı, onun siyasetteki etkinliğini artırarak devam ettirmesine olanak sağlamıştır.
Özel Hayatı
Sırrı Süreyya Önder, bir çocuk babasıdır ve ailesine oldukça bağlı bir yaşam sürmektedir. Hem sanat hem de siyaset alanındaki yoğun temposuna rağmen özel hayatında dengeyi korumayı başaran Önder, hayatını kamuoyunun gözünden uzakta tutmayı tercih etmektedir.